Uşak Can Psikoloji - Sıkça Sorulan Sorular
Uşak Can Psikoloji olarak sizlere en iyi hizmeti sunmak için buradayız. Akıllarınızdaki soruları yanıtlamak ve terapi sürecine dair merak ettiklerinizi açıklığa kavuşturmak amacıyla bu sıkça sorulan sorular bölümünü hazırladık. Aşağıda bulamadığınız veya daha detaylı bilgi almak istediğiniz konularda bizimle iletişime geçmekten çekinmeyin.
1. Kliniğiniz nerede yer alıyor ve ulaşım nasıl sağlanıyor?
Uşak Can Psikoloji, Uşak'ın merkezinde, kolay ulaşılabilir bir konumda bulunmaktadır. Kliniğimiz, Kurtuluş Mah., İsmet Paşa Cd. No: 74 Kat:4, 64200 Merkez/Uşak adresinde yer almaktadır. Uşak Adliyesi'ne yakın, ana caddenin üzerinde bulunması sayesinde özel araçlarınızla veya toplu taşıma araçlarıyla rahatlıkla ulaşım sağlayabilirsiniz. Çevrede otopark imkanları mevcuttur ve toplu taşıma durağına sadece birkaç dakikalık yürüme mesafesindeyiz. Detaylı yol tarifi için web sitemizdeki harita bölümünü inceleyebilir veya telefonla bizimle iletişime geçebilirsiniz. Ulaşım konusunda herhangi bir sıkıntı yaşamanız durumunda size yardımcı olmaktan memnuniyet duyarız.
2. Çalışma saatleriniz nelerdir? Hafta sonu veya akşam seansları mevcut mu?
Uşak Can Psikoloji olarak danışanlarımızın yoğun tempolarına uyum sağlamak amacıyla esnek çalışma saatleri sunmaktayız. Kliniğimiz genellikle hafta içi Pazartesi'den Cumartesi'ye 10:00 - 21:00 saatleri arasında açıktır. Ancak, iş veya eğitim saatlerinizle çakışmaması adına, talep üzerine ve randevu yoğunluğumuza bağlı olarak hafta içi akşam 21:00 sonrası ve Pazar günleri de seans ayarlama imkanımız bulunmaktadır. Hafta sonu seansları ve akşam randevuları genellikle daha erken dolduğu için, bu saatler için randevu talebinizi mümkün olduğunca erken iletmenizi rica ederiz. En güncel çalışma saatleri ve müsaitlik durumları için lütfen bizimle iletişime geçiniz.
3. Randevu nasıl alabilirim? Randevu iptali veya değişikliği için ne yapmalıyım?
Randevu almak için çeşitli yöntemleri kullanabilirsiniz:
- Telefon: En hızlı ve kolay yöntem, kliniğimizin telefon numarasını (+90 537 065 88 77) arayarak doğrudan randevu almaktır. Telefon görüşmesi sırasında size uygun tarih ve saati belirleyebilir, ilk seansa dair kısa bilgiler edinebilirsiniz.
- Web Sitesi: Web sitemizdeki "Randevu Al" veya "İletişim" bölümünden online form doldurarak bize ulaşabilirsiniz. Formunuz bize ulaştığında, en kısa sürede size geri dönüş yaparak randevu sürecinizi tamamlayacağız.
- E-posta/WhatsApp: Dilerseniz e-posta adresimize veya WhatsApp hattımıza mesaj göndererek de randevu talebinde bulunabilirsiniz. Lütfen mesajınızda adınız, soyadınız ve tercih ettiğiniz gün/saat aralığını belirtmeyi unutmayın.
Randevu İptali veya Değişikliği:
Randevunuzu iptal etmeniz veya değiştirmek istemeniz durumunda, lütfen seans saatinden en az 24 saat önce bizimle iletişime geçiniz. Bu süre içerisinde yapılan iptal veya değişiklikler için herhangi bir ücret talep edilmez. Son 24 saat içinde yapılan iptallerde veya randevuya gelinmemesi durumunda, seans ücreti tahsil edilebilir. Bu politika, kliniğimizin planlamasını ve diğer danışanlarımıza zaman ayırmamızı sağlamak içindir. Anlayışınız için teşekkür ederiz.
4. Seans ücretleri ne kadar? Sigorta şirketleri veya SGK ile anlaşmanız var mı?
Seans ücretlerimiz, uygulanan terapi türüne, seansın süresine ve danışmanlık hizmetinin içeriğine göre değişiklik gösterebilmektedir. Güncel seans ücretleri hakkında bilgi almak için lütfen telefon veya diğer iletişim kanallarımız aracılığıyla bizimle doğrudan iletişime geçiniz.
Sigorta Şirketleri ve SGK Anlaşmaları:
Uşak Can Psikoloji olarak, ne yazık ki Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile doğrudan bir anlaşmamız bulunmamaktadır. Türkiye'deki çoğu özel psikoloji kliniği gibi, seans ücretleri doğrudan danışanlarımız tarafından karşılanmaktadır.
Ancak, bazı özel sağlık sigortası poliçeleri, psikolojik danışmanlık ve terapi hizmetlerini kapsamaktadır. Eğer özel sağlık sigortanız varsa, poliçenizin ruh sağlığı hizmetlerini karşılayıp karşılamadığını öğrenmek için lütfen kendi sigorta şirketinizle iletişime geçmenizi şiddetle tavsiye ederiz. Gerekli durumlarda, sigorta şirketinizin talep ettiği belgeleri (örneğin, seans faturaları) size sağlayabiliriz. Ödeme, nakit veya banka havalesi yoluyla yapılabilmektedir.
5. Hangi terapi yaklaşımlarını kullanıyorsunuz?
Uşak Can Psikoloji'de, danışanlarımızın bireysel ihtiyaçlarına en uygun desteği sunabilmek adına farklı ve kanıta dayalı psikoterapi yaklaşımlarını bütüncül bir şekilde kullanmaktayız. Uzman psikologlarımız, farklı alanlarda yetkinlik kazanmış olup, başlıca kullandığımız yaklaşımlar şunlardır:
- Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Düşünce, duygu ve davranışlar arasındaki ilişkiye odaklanan, olumsuz düşünce kalıplarını ve işlevsiz davranışları değiştirmeyi hedefleyen, yapılandırılmış ve hedef odaklı bir yaklaşımdır. Depresyon, anksiyete bozuklukları, panik atak gibi birçok durumda etkili olduğu kanıtlanmıştır.
- Şema Terapi: BDT'nin daha derinlemesine bir formu olup, çocukluk ve ergenlik döneminde oluşan kalıcı ve işlevsiz "şemaların" belirlenmesi ve değiştirilmesi üzerinde durur. Kronik ruhsal sorunlar, kişilik bozuklukları ve ilişki problemleri olan bireyler için uygundur.
- EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme): Travmatik deneyimlerin yol açtığı rahatsız edici belirtileri azaltmak için kullanılan, beynin doğal iyileşme mekanizmalarını aktive etmeyi hedefleyen yenilikçi bir terapi yöntemidir. Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) başta olmak üzere birçok anksiyete bozukluğunda kullanılır.
- Çözüm Odaklı Kısa Süreli Terapi: Sorunlara değil, çözümlere ve danışanın güçlü yönlerine odaklanan, kısa süreli ve hedef odaklı bir yaklaşımdır. Danışanların kendi kaynaklarını keşfetmelerine ve geleceğe yönelik olumlu adımlar atmalarına yardımcı olur.
- Psikodinamik Terapi: Bilinçdışı süreçlerin, geçmiş deneyimlerin ve ilişkilerin bugünkü davranışlar ve duygular üzerindeki etkilerini anlamaya yönelik bir terapi türüdür. Danışanların kendileriyle ilgili daha derinleşim bir farkındalık kazanmalarını hedefler.
- Oyun Terapisi / Çocuk Merkezli Oyun Terapisi: Özellikle çocuklar için kullanılan, oyun yoluyla çocukların duygusal dünyalarını ifade etmelerini, travmalarını işlemelerini ve sorunlarını çözmelerini sağlayan bir yaklaşımdır. Çocuklar için en doğal iletişim dilidir.
- Aile Danışmanlığı / Çift Terapisi: İlişkilerdeki dinamiklere odaklanarak, aile veya çift üyeleri arasındaki iletişimi, anlayışı ve problem çözme becerilerini geliştirmeyi amaçlar.
6. Psikolog ile psikiyatrist arasındaki fark nedir? İlaç tedavisi uyguluyor musunuz?
Psikolog ve psikiyatrist terimleri sıklıkla karıştırılsa da, aslında eğitimleri, yetki alanları ve çalışma yöntemleri açısından önemli farklara sahiptirler:
- Psikiyatrist: Tıp fakültesi mezunu olan ve uzmanlık eğitimini psikiyatri alanında tamamlamış bir tıp doktorudur. Psikiyatristler, ruhsal bozuklukların tanı ve tedavisinde medikal yaklaşımları (ilaç tedavisi gibi) kullanma yetkisine sahiptirler. Gerektiğinde psikoterapi de uygulayabilirler, ancak temel yetkinlik alanları biyolojik ve nörokimyasal süreçler üzerinedir.
- Psikolog: Üniversitelerin fen-edebiyat fakültelerinin psikoloji bölümünden mezun olmuş, insan davranışları ve zihinsel süreçler üzerine uzmanlaşmış kişilerdir. Klinik psikoloji, gelişim psikolojisi, sosyal psikoloji gibi farklı alt dallarda yüksek lisans veya doktora yaparak uzmanlaşabilirler. Psikologlar, psikoterapi, psikolojik testler ve danışmanlık hizmetleri sunarlar. İlaç yazma veya medikal tedavi uygulama yetkileri yoktur.
Uşak Can Psikoloji'de İlaç Tedavisi Uygulaması:
Uşak Can Psikoloji'de görev yapan tüm uzmanlarımız psikologlardır ve ilaç tedavisi uygulama yetkileri bulunmamaktadır. Bizim odak noktamız, danışanlarımızın psikolojik sorunlarıyla başa çıkmalarına yardımcı olmak için psikoterapi ve danışmanlık hizmetleri sunmaktır.
Eğer danışanımızın durumunun ilaç tedavisini gerektirdiğini düşünürsek, iş birliği içinde olduğumuz veya önerdiğimiz psikiyatristlere yönlendirme yaparız. Terapi ve ilaç tedavisinin birlikte yürütüldüğü durumlarda, psikolog ve psikiyatrist arasındaki koordinasyon, danışanın iyileşme süreci için büyük önem taşır. Bu sayede bütüncül bir yaklaşım benimsenerek danışanın en doğru ve kapsamlı şekilde desteklenmesi sağlanır.
7. İlk seans nasıl geçiyor? Neler beklemeliyim?
İlk seans, sizin için yeni bir deneyim olacağından doğal olarak bazı endişeleriniz veya merak ettikleriniz olabilir. Uşak Can Psikoloji'deki ilk seansınız genellikle şu şekilde ilerler:
- Tanışma ve Oryantasyon: Psikologunuz kendisini tanıtacak, kliniğin işleyişi, gizlilik politikaları (sınırları dahil) ve terapi sürecinin genel hatları hakkında size bilgi verecektir. Bu aşamada aklınıza takılan soruları sormaktan çekinmeyin.
- Problemin Anlaşılması: Psikologunuz, sizi terapiye getiren ana nedenleri, yaşadığınız sorunları, belirtileri ve hayatınızı nasıl etkilediğini anlamaya çalışacaktır. Bu bir sorgulama değil, sizin hikayenizi, bakış açınızı ve ihtiyaçlarınızı anlamaya yönelik bir dinleme sürecidir.
- Geçmiş Öykü: Danışanın geçmişi, aile yapısı, çocukluk deneyimleri, önemli ilişkileri ve varsa önceki terapi deneyimleri hakkında genel bir bilgi alınır. Bu bilgiler, bugünkü sorunlarınızın kökenlerini anlamada yol gösterici olabilir.
- Beklentilerin Belirlenmesi: Terapi sürecinden beklentileriniz, hedefleriniz konuşulur. Ne gibi bir değişim görmek istediğiniz veya neyi başarmayı umduğunuz netleştirilmeye çalışılır. Bu, terapinin yönünü belirlemede kritik bir adımdır.
- Terapi Planı Önerisi: İlk seansın sonunda veya sonraki seanslarda, psikologunuz sizinle birlikte bir terapi planı önerisi sunabilir. Bu plan, kullanılacak yaklaşımları, tahmini seans sıklığını ve hedefleri içerebilir.
- Güven Ortamı Oluşturma: En önemlisi, ilk seans, sizin için güvenli, yargılayıcı olmayan ve rahat bir ortam oluşturmayı hedefler. Psikologunuzla aranızda oluşacak terapötik ilişki, sürecin başarısı için temeldir.
Unutmayın ki ilk seans, kendinizi tanıtmak ve psikologunuzla bir bağ kurmak için bir fırsattır. Herhangi bir konuda kendinizi hazır hissetmediğiniz takdirde konuşmak zorunda değilsiniz. Süreç, tamamen sizin hızınızda ve kontrolünüzde ilerleyecektir.
8. Terapiye ne zaman başlamalıyım? Hangi durumlarda psikolojik destek almalıyım?
Terapiye başlama kararı kişisel ve tamamen size özel bir süreçtir. Ancak, genel olarak aşağıdaki durumlar veya belirtilerden birini ya da birkaçını yaşıyorsanız, psikolojik destek almayı düşünmeniz faydalı olabilir:
- Duygusal Zorluklar: Sürekli hüzün, umutsuzluk, boşluk hissi, yoğun öfke, aşırı kaygı veya panik ataklar gibi yönetmekte zorlandığınız duygular yaşıyorsanız.
- Fonksiyonellikte Azalma: Günlük hayatınızda (iş, okul, sosyal ilişkiler, kişisel bakım) eskisi gibi verimli olamıyorsanız, konsantrasyon güçlüğü çekiyorsanız, uyku veya yeme düzeniniz bozulduysa.
- İlişki Problemleri: Aile üyelerinizle, partnerinizle veya arkadaşlarınızla sık sık çatışmalar yaşıyorsanız, iletişim kurmakta zorlanıyorsanız veya yalnızlık hissediyorsanız.
- Travmatik Deneyimler: Bir kaza, ölüm, şiddet, ayrılık gibi travmatik bir olay yaşadınız ve bu olayın etkileriyle başa çıkmakta zorlanıyorsanız.
- Stres ve Başa Çıkma Güçlüğü: Yoğun stres altında hissediyor, bu stresle başa çıkmak için sağlıksız yöntemlere başvuruyorsanız (örneğin aşırı yemek yeme, alkol/madde kullanımı).
- Kendini Tanıma ve Gelişim İsteği: Belirgin bir sorununuz olmasa bile, kendinizi daha iyi tanımak, kişisel gelişiminizi hızlandırmak, potansiyelinizi keşfetmek veya yaşam kalitenizi artırmak istiyorsanız.
- Ani Yaşam Değişiklikleri: Boşanma, iş değişikliği, taşınma, yas gibi büyük yaşam olaylarına uyum sağlamakta zorlanıyorsanız.
- Bedensel Şikayetler: Fiziksel bir nedeni bulunamayan baş ağrıları, mide rahatsızlıkları, kronik yorgunluk gibi psikosomatik belirtiler yaşıyorsanız.
Unutmayın, terapiye başlamak için "çok ciddi" bir sorun yaşamanızı beklemek zorunda değilsiniz. Kendi iç dünyanızda bir sıkıntı hissetmeye başladığınızda veya hayatınızda bazı şeylerin yolunda gitmediğini düşündüğünüzde bir uzmana danışmak, bu sorunların büyümesini engellemek ve daha sağlıklı bir yaşam sürmek için atacağınız en önemli adımlardan biridir. Erken müdahale, genellikle daha hızlı ve etkili sonuçlar almanızı sağlar.
9. Terapi süreci ne kadar sürer? Kaç seansa ihtiyacım olur?
Terapi sürecinin süresi, danışanın ihtiyaçlarına, yaşadığı sorunların karmaşıklığına, terapi hedeflerine ve seçilen terapi yaklaşımına göre kişiden kişiye büyük farklılıklar gösterir. Bu nedenle, net bir seans sayısı veya süre belirtmek zordur.
Ancak genel bir çerçeve çizmek gerekirse:
- Kısa Süreli Terapiler: Odaklanılan belirli bir sorun varsa veya çözüm odaklı yaklaşımlar kullanılıyorsa, 8 ila 20 seans arasında tamamlanabilir. Örneğin, belirli bir fobiyi yenmek veya bir karar verme sürecini yönetmek gibi hedefler kısa süreli terapi ile ele alınabilir.
- Orta Süreli Terapiler: Depresyon, anksiyete bozuklukları, ilişki sorunları veya stres yönetimi gibi daha kapsamlı konular için genellikle 20 ila 40 seans veya daha fazla sürebilir. Bu süreçte danışanın içgörü kazanması, başa çıkma becerilerini geliştirmesi ve davranış kalıplarını değiştirmesi hedeflenir.
- Uzun Süreli Terapiler: Kişilik bozuklukları, çocukluk travmaları, kronikleşmiş psikolojik sorunlar veya derinlemesine kendini keşfetme arzusu gibi durumlarda terapi süreci bir yıl veya daha uzun sürebilir. Bu tür terapilerde daha köklü değişimler ve kişilik yapılanmasındaki iyileşmeler hedeflenir.
İlk birkaç seans (genellikle 1-3 seans) değerlendirme ve tanıma süreci olarak geçer. Bu seansların sonunda psikologunuz, sizin durumunuza ve hedeflerinize uygun olabilecek tahmini bir terapi süresi hakkında size bilgi verebilir. Ancak bu süre de kesin bir taahhüt değil, esnek bir rehberdir.
En önemlisi, terapi süreci boyunca ilerlemeniz düzenli olarak gözden geçirilir ve seansların devam edip etmeyeceği veya sonlandırılacağı kararı sizinle birlikte ortaklaşa alınır. Sürecin sonunda hedeflerinize ulaştığınızı veya kendi başınıza ilerleyebileceğinizi hissettiğinizde terapi sonlandırılır.
10. Terapiye gitmek zayıflık mıdır?
Kesinlikle hayır! Terapiye gitmek, sanılanın aksine bir zayıflık değil, aksine büyük bir güç ve olgunluk göstergesidir. Toplumda ne yazık ki hala ruh sağlığı sorunları hakkında yanlış inançlar ve stigmatizasyon bulunmaktadır. Ancak psikolojik destek almayı tercih etmek, şu nedenlerden dolayı bir güç işaretidir:
- Kendini Bilme ve Kabul Etme: Hayatında zorluklar yaşadığını veya yardıma ihtiyacı olduğunu fark etmek, büyük bir içgörü ve farkındalık gerektirir. Bu farkındalık, kişinin kendini tanıma yolculuğunun başlangıcıdır.
- Cesaret: Kişinin kırılganlıklarını bir başkasıyla, özellikle de bir profesyonelle paylaşma cesareti göstermesi, takdire şayan bir adımdır. Bilinmeyene adım atmak ve yüzleşmek kolay değildir.
- Sorumluluk Alma: Kendi ruh sağlığı ve iyiliği için sorumluluk almak, proaktif bir yaklaşım sergilemek demektir. Bu, sorunları görmezden gelmek yerine, onlarla yüzleşmeyi ve çözüm üretmeyi seçmektir.
- Büyüme İsteği: Terapiye gelen kişiler genellikle daha iyi bir yaşam kalitesine ulaşmak, kişisel potansiyellerini gerçekleştirmek ve kendilerini geliştirmek isteyen bireylerdir. Bu, durağan kalmak yerine değişime ve büyümeye açık olunduğunu gösterir.
- Duygusal Zeka: Duygusal zorluklarla başa çıkma ve gerekli olduğunda profesyonel destek arama yeteneği, yüksek düzeyde duygusal zekanın bir işaretidir.
Fiziksel sağlığımız için doktora gitmek nasıl normalse, ruh sağlığımız için bir uzmandan destek almak da o kadar normaldir ve hatta gereklidir. Zor zamanlarda yalnız kalmak yerine, profesyonel bir rehberle birlikte yol almak, kişinin kendini daha güçlü ve donanımlı hissetmesini sağlar. Terapiye gelen her danışanımız, kendi iyiliği için attığı bu cesur adımdan dolayı takdiri hak etmektedir.
11. Terapi sürecinde gizlilik nasıl sağlanır? Bilgilerim başkalarıyla paylaşılır mı?
Uşak Can Psikoloji olarak danışanlarımızın mahremiyeti ve gizliliği en temel ilkelerimizdendir. Psikologluk mesleğinin etik kurallarının ve yasal yükümlülüklerinin en başında gizlilik ilkesi gelir. Bu ilke, sizinle paylaştığımız her bilginin korunmasını ve yetkisiz kişilerle paylaşılmamasını garanti altına alır.
Gizlilik, seanslarımızda ve kliniğimizin tüm işleyişinde şu şekillerde sağlanır:
- Kesin Gizlilik: Seanslarda anlattığınız her şey, psikologunuz ile sizin aranızda kalır. Kimseyle, aile üyelerinizle, eşinizle, arkadaşlarınızla veya işvereninizle izniniz olmadan herhangi bir bilgi paylaşılmaz.
- Mesleki Etik Kurallar: Türk Psikologlar Derneği (TPD) Etik Yönetmeliği'ne ve uluslararası etik standartlara titizlikle uyulur. Bu yönetmelikler, psikologların gizlilikle ilgili yükümlülüklerini açıkça belirtir ve ihlali durumunda yasal ve mesleki yaptırımları bulunur.
- Güvenli Kayıt Tutma: Seans notları ve danışan bilgileri, fiziksel ve dijital olarak güvenli bir şekilde saklanır. Bu kayıtlara yalnızca ilgili psikolog erişebilir ve kişisel verilerin korunması kanunlarına uygun hareket edilir.
- Denetim ve Süpervizyon: Psikologlar, mesleki gelişimleri ve danışanlarına daha iyi hizmet verebilmek adına süpervizyon alabilirler. Süpervizyon süreçlerinde danışanların kimlik bilgileri kesinlikle açıklanmaz. Vaka örnekleri anonimleştirilerek paylaşılır ve gizlilik ilkesi burada da titizlikle korunur.
Gizliliğin Bozulabileceği İstisnai Durumlar:
Gizlilik ilkesinin bozulabileceği bazı istisnai durumlar, yasal ve etik sınırlar çerçevesinde belirlenmiştir. Bu durumlar şunlardır:
- Kendine Zarar Verme Riski: Eğer kendinize veya bir başkasına ciddi bir zarar verme riskiniz olduğu düşünülüyorsa.
- Başkasına Zarar Verme Riski: Bir başkasına zarar verme niyetiniz veya planınız varsa.
- Çocuk İstismarı/İhmali: 18 yaş altı bir çocuğun istismar edildiği veya ihmal edildiği bilgisi edinilirse.
- Yasal Zorunluluk: Mahkeme kararı gibi yasal bir zorunluluk halinde, ilgili makamlara bilgi verilmesi gerekebilir.
Gizlilik konusundaki herhangi bir endişenizde, lütfen psikologunuzla açıkça konuşmaktan çekinmeyin. Güvenli bir terapi ortamı sağlamak bizim önceliğimizdir.
12. Hangi sorunlar için size başvurabilirim?
Uşak Can Psikoloji olarak geniş bir yelpazede psikolojik danışmanlık ve terapi hizmetleri sunmaktayız. Yetişkinler, çocuklar, ergenler, çiftler ve aileler için farklı ihtiyaçlara yönelik destek sağlıyoruz. Aşağıda, kliniğimize en sık başvuru yapılan sorun alanlarından bazılarını bulabilirsiniz:
- Depresyon ve Duygu Durum Bozuklukları: Yoğun mutsuzluk, motivasyon kaybı, enerji düşüklüğü, umutsuzluk, uyku ve iştah sorunları gibi depresif belirtilerle başa çıkma.
- Anksiyete (Kaygı) Bozuklukları: Yaygın anksiyete, panik ataklar, sosyal fobi, özgül fobiler, obsesif kompulsif bozukluk (OKB) gibi yoğun kaygı ve endişe durumları.
- Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB): Kaza, kayıp, şiddet veya doğal afet gibi travmatik deneyimlerin ardından ortaya çıkan belirtilerle çalışma.
- Stres Yönetimi ve Tükenmişlik: İş veya özel hayattaki yoğun stresle başa çıkma, tükenmişlik sendromu, öfke yönetimi.
- İlişki Problemleri: Evlilik sorunları, çift içi iletişim sorunları, aldatma, boşanma süreçleri, aile içi çatışmalar, ebeveyn-çocuk ilişkileri.
- Özgüven ve Benlik Değeri Sorunları: Düşük özgüven, kendini değersiz hissetme, eleştiriye aşırı duyarlılık, kendini ifade etmede zorlanma.
- Yas ve Kayıp Süreçleri: Sevilen birinin kaybı, boşanma, iş kaybı gibi durumlar sonrası yaşanan yas süreçleriyle başa çıkma.
- Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB): Tekrarlayan düşünceler (obsesyonlar) ve bunlarla ilişkili tekrarlayan davranışlar (kompulsiyonlar) için destek.
- Yeme Bozuklukları: Anoreksiya, bulimiya, tıkınırcasına yeme gibi yeme alışkanlıklarıyla ilgili sorunlar (beslenme uzmanı/psikiyatrist ile işbirliği içinde).
- Uyku Bozuklukları: Uykusuzluk, aşırı uyuma gibi uyku düzeni sorunlarının psikolojik nedenlerinin araştırılması ve çözümü.
- Kişisel Gelişim ve Kendini Keşfetme: Kendini daha iyi tanıma, güçlü yönlerini keşfetme, hedefler belirleme ve potansiyelini gerçekleştirme.
- Sınav Kaygısı ve Akademik Başarı: Öğrencilerde sınav kaygısı, motivasyon eksikliği, çalışma alışkanlıkları ve akademik performansın artırılması.
- Çocuk ve Ergen Psikolojisi: Davranış problemleri (saldırganlık, yalan söyleme), dikkat eksikliği ve hiperaktivite (DEHB), öğrenme güçlükleri, okul uyum sorunları, kaygı, depresyon, akran ilişkileri.
Listelenen bu sorunların dışında da birçok konuda destek sağlıyoruz. Eğer yaşadığınız sorun bu listede yer almıyorsa bile, lütfen bizimle iletişime geçmekten çekinmeyin. İlk değerlendirme seansında, ihtiyaçlarınız doğrultusunda size nasıl yardımcı olabileceğimizi veya sizi doğru uzmana nasıl yönlendirebileceğimizi belirleriz.
13. Çocuk ve ergenler için özel hizmetleriniz var mı? Süreç nasıl işliyor?
Evet, Uşak Can Psikoloji olarak çocuk ve ergenlerin psikolojik ihtiyaçlarına yönelik özel olarak tasarlanmış hizmetler sunmaktayız. Çocuk ve ergen psikolojisi, yetişkin psikolojisinden farklı dinamiklere sahip olduğu için, bu yaş gruplarına özel yaklaşımlar ve yöntemler kullanırız.
Çocuklar İçin Hizmetler (Genellikle 3-12 Yaş):
Çocuklarla çalışırken genellikle oyun terapisi ağırlıklı yöntemler kullanırız. Çünkü oyun, çocukların kendilerini en doğal ve rahat ifade ettikleri dildir. Oyun terapisi ile çocukların duygusal zorluklarını, travmalarını ve davranış problemlerini işlemelerine yardımcı oluruz. Başlıca çalıştığımız çocukluk dönemi sorunları:
- Davranış problemleri (saldırganlık, inatçılık, yalan söyleme)
- Tuvalet eğitimi sorunları (enkoprezis, enürezis)
- Okul uyum ve öğrenme güçlükleri
- Akran zorbalığı veya sosyal çekingenlik
- Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB)
- Anksiyete ve korkular (ayrılık anksiyetesi, okul fobisi)
- Yas ve kayıp süreçleri
- Travmatik deneyimler
Ergenler İçin Hizmetler (Genellikle 13-18 Yaş):
Ergenlik dönemi, kimlik arayışları, bağımsızlaşma çabaları ve yoğun duygusal değişimlerin yaşandığı bir süreçtir. Ergenlerle çalışırken bireysel görüşmeler, bilişsel davranışçı terapi ve çözüm odaklı yaklaşımları kullanırız. Başlıca çalıştığımız ergenlik dönemi sorunları:
- Sınav kaygısı ve akademik problemler
- Akran ilişkileri ve sosyal uyum sorunları
- Kimlik karmaşası ve benlik saygısı sorunları
- Depresyon, anksiyete ve öfke yönetimi
- Aile içi iletişim sorunları
- Davranışsal problemler ve riskli davranışlar
- Cinsel kimlik ve yönelim konuları
- Gelecek kaygısı ve kariyer planlaması
Süreç Nasıl İşliyor?
1. İlk Görüşme (Ebeveyn Görüşmesi): Çocuk veya ergen danışanlar için ilk seans genellikle sadece ebeveyn(ler) ile yapılır. Bu görüşmede çocuğun/ergenin yaşadığı sorunlar, gelişim öyküsü ve aile dinamikleri hakkında bilgi alınır. Gizlilik prensipleri ve sürecin nasıl işleyeceği ebeveynlere açıklanır. 2. Değerlendirme Seansları: Sonraki seanslarda çocuk veya ergenle birebir görüşmeler başlar. Bu seanslarda uygun psikolojik değerlendirme araçları ve oyun/konuşma teknikleri kullanılır. 3. Terapi Süreci: Değerlendirme sonrası, danışanın ihtiyaçlarına uygun bir terapi planı oluşturulur ve düzenli seanslara başlanır. 4. Ebeveyn Danışmanlığı: Çocuk ve ergen terapisinde, ebeveynlerin sürece katılımı kritik öneme sahiptir. Düzenli aralıklarla ebeveynlerle geri bildirim görüşmeleri yapılır ve onlara çocuklarına/ergenlerine nasıl destek olabilecekleri konusunda rehberlik edilir. Ancak, çocuğun/ergenin gizliliği ve güveni esas alınarak, çocuk/ergenin izni olmadan seanstaki detaylar paylaşılmaz.
Çocuk ve ergenler için psikolojik destek almak, onların sağlıklı gelişimlerini sürdürmeleri ve potansiyellerini tam olarak gerçekleştirmeleri için önemli bir yatırımdır.
14. Çift terapisi ve aile danışmanlığı yapıyor musunuz?
Evet, Uşak Can Psikoloji olarak bireysel terapinin yanı sıra çift terapisi ve aile danışmanlığı hizmetleri de sunmaktayız. İlişkiler, yaşamımızın önemli bir parçasıdır ve zaman zaman zorluklarla karşılaşmak oldukça doğaldır. Amacımız, ilişkilerdeki iletişimi, anlayışı ve bağları güçlendirerek daha sağlıklı ve doyumlu birliktelikler inşa etmenize yardımcı olmaktır.
Çift Terapisi:
Çift terapisi, ilişkide zorluk yaşayan partnerlerin birlikte katıldığı bir süreçtir. Temel amaç, çiftlerin birbirlerini daha iyi anlamalarını sağlamak, iletişim becerilerini geliştirmek, çatışma çözme yöntemlerini öğretmek ve ilişkinin dinamiklerini olumlu yönde dönüştürmektir. Çift terapisine en sık başvurulan durumlar:
- İletişim problemleri ve yanlış anlaşılmalar
- Sık tekrar eden tartışmalar ve çatışmalar
- Aldatma ve güven sorunları
- Cinsellik sorunları
- Ebeveynlik konusunda anlaşmazlıklar
- Rol ve sorumluluk dağılımı sorunları
- Boşanma kararı veya süreci
- Yaşam geçişleri (evlilik, çocuk sahibi olma, emeklilik)
- Monotonluk ve ilişkideki canlılığın azalması
Aile Danışmanlığı:
Aile danışmanlığı, aile üyeleri arasındaki ilişkileri, etkileşimleri ve dinamikleri iyileştirmeyi amaçlayan bir süreçtir. Aile, bir sistem olarak ele alınır ve bir üyenin yaşadığı sorunların tüm sistemi nasıl etkilediği incelenir. Aile danışmanlığına en sık başvurulan durumlar:
- Ebeveyn-çocuk çatışmaları
- Ergenlik dönemi sorunlarına ailece yaklaşım
- Aile içi iletişim kopuklukları
- Boşanma ve yeniden evlenme süreçleri
- Yas ve kayıp durumlarında ailenin desteği
- Kronik hastalık veya engellilik durumlarında aile uyumu
- Bağımlılık sorunlarının aile üzerindeki etkileri
- Taşınma veya iş değişikliği gibi büyük yaşam olaylarına uyum
Hem çift terapisi hem de aile danışmanlığında, uzmanlarımız tarafsız bir bakış açısı sunar ve her üyenin sesini duyurmasını sağlayarak, ortak çözümler üretmeye yardımcı olur.
15. Online terapi hizmeti sunuyor musunuz? Avantajları nelerdir?
Evet, Uşak Can Psikoloji olarak modern dünyanın getirdiği imkanlardan faydalanarak online terapi hizmeti de sunmaktayız. Teknoloji sayesinde, fiziksel olarak kliniğimize gelemeyen veya uzaktan destek almak isteyen danışanlarımız için psikolojik danışmanlık hizmetlerimize erişimi kolaylaştırıyoruz.
Online Terapinin Avantajları:
Online terapi, yüzyüze terapi kadar etkili olduğu kanıtlanmış olup, pek çok avantaj sunmaktadır:
- Ulaşılabilirlik ve Esneklik: Uşak dışında yaşayanlar, farklı şehirlerde veya ülkelerde bulunan Türk vatandaşları, veya kliniğe ulaşım sorunu yaşayanlar (engelli bireyler, yaşlılar, toplu taşıma sorunu olanlar) için idealdir. Evinizin konforunda veya size uygun başka bir güvenli ortamda seanslara katılabilirsiniz.
- Zaman Tasarrufu: Kliniğe gidiş-geliş süresi ve trafik gibi etkenler ortadan kalktığı için zamandan tasarruf etmenizi sağlar. Yoğun programı olan kişiler için büyük kolaylık sağlar.
- Konfor ve Güvenlik: Kendi bildiğiniz ve güvendiğiniz bir ortamda olmanız, kendinizi daha rahat ve güvende hissetmenizi sağlayabilir. Bu durum, özellikle sosyal anksiyete yaşayan veya dışarı çıkmakta zorlanan kişiler için faydalıdır.
- Gizlilik ve Mahremiyet: Yüz yüze terapideki gibi gizlilik ilkesi online terapi için de geçerlidir. Güvenli platformlar üzerinden yapılan görüşmelerle mahremiyetiniz korunur.
- Devamlılık: Seyahat, iş gezisi gibi durumlarda dahi terapi sürecinize ara vermeden devam etmenizi sağlar.
Online Terapi Nasıl Gerçekleştirilir?
Online terapi seanslarımız, güvenli ve şifreli görüntülü görüşme platformları (örneğin, Zoom, Skype Business, Google Meet gibi profesyonel versiyonları) aracılığıyla gerçekleştirilir. Seans öncesinde size link gönderilir ve belirlenen saatte bağlanmanız beklenir.
Online Terapi İçin Gerekli Şartlar:
- Güvenli ve kesintisiz internet bağlantısı.
- Kamera ve mikrofonu olan bir bilgisayar, tablet veya akıllı telefon.
- Seans süresince yalnız kalabileceğiniz, gizliliğinizin ve rahatınızın sağlanacağı sessiz ve özel bir alan.
16. Terapi sürecinde ilaç kullanmak zorunda mıyım?
Hayır, terapi sürecinde ilaç kullanmak zorunda değilsiniz. Uşak Can Psikoloji olarak bizler, ilaç yazma yetkisi olmayan klinik psikologlarız. Odak noktamız, psikolojik danışmanlık ve psikoterapi yoluyla danışanlarımızın sorunlarına çözüm bulmak, başa çıkma becerilerini geliştirmek ve yaşam kalitelerini artırmaktır.
Ancak, bazı durumlarda, özellikle belirtiler şiddetliyse veya danışanın terapiye odaklanmasını engelleyecek kadar yoğunsa (örneğin şiddetli depresyon, panik ataklar, halüsinasyonlar gibi psikotik belirtiler), psikologunuz size bir psikiyatriste görünmenizi önerebilir. Bu öneri, ilaç tedavisinin psikoterapi sürecini destekleyebileceği veya hızlandırabileceği düşünüldüğünde yapılır.
İlaç Tedavisi ve Psikoterapinin Birlikte Yürütülmesi:
Pek çok araştırma, bazı ruhsal bozukluklarda ilaç tedavisi ile psikoterapinin birlikte yürütülmesinin, sadece birinin uygulanmasından daha etkili olabileceğini göstermektedir. Bu "bütüncül yaklaşım", danışanın hem biyolojik hem de psikolojik ihtiyaçlarının karşılanmasına yardımcı olur.
Eğer psikologunuz sizi bir psikiyatriste yönlendirirse, bu sizin iyiliğiniz içindir. Psikiyatrist, tıbbi geçmişinizi değerlendirerek ve size özel bir tanı koyarak, ilaç tedavisine ihtiyacınız olup olmadığına karar verecektir. Bu süreçte, psikologunuz ve psikiyatristiniz (sizin izninizle ve gizlilik prensipleri çerçevesinde) işbirliği yaparak size en uygun tedavi planını oluşturabilirler.
Karar tamamen size aittir. İlaç tedavisi alma kararı veya almama kararı, psikologunuzla açıkça konuşabileceğiniz bir konudur. Amacımız, size en uygun ve etkili tedavi yolunu bulmanızda rehberlik etmektir.
17. Seansta konuşmak istemediğim konular olursa ne olur?
Terapi süreci, tamamen sizin hızınızda ve konforunuzda ilerleyen bir yolculuktur. Seansta konuşmak istemediğiniz konuların olması gayet normaldir ve bu durum, terapinin doğal bir parçasıdır.
Psikologunuz, size güvenli ve yargılayıcı olmayan bir ortam sağlamak için buradadır. Hiçbir zaman kendinizi hazır hissetmediğiniz bir konuyu konuşmaya zorlanmayacaksınız. İşte bu gibi durumlarda neler bekleyebilirsiniz:
- Açık İletişim: Konuşmak istemediğiniz bir konu olduğunda bunu açıkça psikologunuza belirtmeniz önemlidir. "Şu anda bu konuyu konuşmaya hazır değilim" veya "Bu konuya daha sonra dönmek isterim" gibi ifadeler kullanabilirsiniz. Bu, terapinin sınırlarını belirlemenize ve kendi ihtiyaçlarınızı ifade etmenize yardımcı olur.
- Saygı ve Anlayış: Psikologunuz, sınırlarınıza saygı duyacak ve sizi anlamaya çalışacaktır. Konuşmak istemediğiniz konunun nedenini (utanç, korku, travma gibi) anlamaya çalışabilir ancak sizi zorlamayacaktır. Bu durum, terapötik ilişkinin temelini oluşturan güvenin bir göstergesidir.
- Farklı Yaklaşım: Eğer bir konu çok zorlayıcı geliyorsa, psikologunuz o konuya farklı bir açıdan yaklaşmayı veya o an için başka konulara odaklanmayı önerebilir. Bazen dolaylı yollardan veya farklı tekniklerle konuya yaklaşmak, danışanın kendini daha güvende hissetmesini sağlayabilir.
- Süreç İçinde Gelişim: Terapi ilerledikçe ve psikologunuzla aranızdaki güven bağı güçlendikçe, daha önce konuşmaktan kaçındığınız konuları ele almaya kendinizi daha hazır hissedebilirsiniz. Bu, zamanla gelişen ve derinleşen bir süreçtir.
- Dirence Saygı: Bazen belirli konulara gösterilen direnç, danışanın kendini koruma mekanizması olabilir. Psikologunuz bu direnci bir engel olarak değil, bir bilgi kaynağı olarak görür ve neden bu direncin oluştuğunu anlamaya çalışır.
Unutmayın ki terapi, sizin için bir baskı veya stres kaynağı olmamalıdır. Kendi hızınızda ilerlemek ve neleri ne zaman konuşacağınıza karar vermek en doğal hakkınızdır. Önemli olan, kendinizi güvende hissederek süreci deneyimleyebilmenizdir.
18. Terapiye devam etmeli miyim, yoksa bırakmalı mıyım? Süreci ne zaman sonlandırmalıyım?
Terapi sürecinin devamına veya sonlandırılmasına karar vermek, sizinle psikologunuz arasında ortaklaşa alınan bir karardır. Bu, oldukça kişisel bir değerlendirme sürecini gerektirir ve terapinin başlangıcında belirlenen hedeflere ulaşılıp ulaşılmadığına, danışanın kendini nasıl hissettiğine ve gelecekteki ihtiyaçlarına bağlıdır.
Terapiye Devam Etme Nedenleri:
- Belirtilerin Devam Etmesi: Başvuru nedeniniz olan belirtiler (kaygı, depresyon, öfke vb.) hala yoğun bir şekilde devam ediyorsa.
- İlerleme İsteği: Belirgin bir iyileşme olsa bile, kendinizi daha derinden tanımak, kişisel gelişiminize devam etmek veya farklı yaşam alanlarında yeni beceriler kazanmak istiyorsanız.
- Yeni Sorunların Ortaya Çıkması: Terapi sürecinde daha önce farkında olmadığınız yeni sorunlar veya başa çıkılması gereken konular ortaya çıktıysa.
- Başa Çıkma Becerilerinin Güçlendirilmesi: Öğrendiğiniz başa çıkma becerilerini pekiştirmek ve bunları günlük hayatınıza daha sağlam bir şekilde entegre etmek istiyorsanız.
Terapiyi Sonlandırma Zamanı (Terminasyon):
Terapiyi sonlandırma kararı, genellikle aşağıdaki göstergelerle birlikte ele alınır:
- Belirlenen Hedeflere Ulaşma: Terapiye başlarken belirlediğiniz hedeflere ulaştığınızı veya büyük ölçüde ilerleme kaydettiğinizi hissediyorsanız. Örneğin, panik ataklarınızın azaldığını, depresif ruh halinizin düzeldiğini, ilişkilerinizde olumlu değişimler olduğunu fark ediyorsanız.
- Başa Çıkma Becerilerinin Gelişimi: Karşılaştığınız zorluklarla daha etkili bir şekilde başa çıkabildiğinizi, kendi kendinize çözüm üretebildiğinizi ve duygu regülasyonunuzun iyileştiğini hissediyorsanız.
- Yaşam Kalitesinde Artış: Genel yaşam kalitenizin arttığını, daha doyumlu ve anlamlı bir hayat sürdüğünüzü düşünüyorsanız.
- Kendine Yeterlilik Hissi: Psikologunuzun desteğine olan ihtiyacınızın azaldığını ve kendi başınıza yola devam edebileceğinize dair bir güven geliştirdiğinizi hissediyorsanız.
- Danışan Kararı: Her şeyden önemlisi, terapinin sizin için tamamlandığını hissettiğinizde bu kararı alma hakkına sahipsiniz.
Terapiyi sonlandırma kararı alındığında, genellikle "terminasyon süreci" denilen bir dönem yaşanır. Bu süreçte, terapinin başından sonuna kadar kat ettiğiniz yol gözden geçirilir, kazanımlarınız pekiştirilir ve gelecekte karşılaşabileceğiniz olası zorluklar için stratejiler konuşulur. Bu, sağlıklı bir kapanış için önemlidir. Unutmayın ki terapi süreci sona erse bile, gelecekte yeni bir ihtiyaç veya zorluk ortaya çıktığında tekrar destek almak için kliniğimize başvurabilirsiniz. Bu tamamen normal ve yaygın bir durumdur.
19. Kliniğinizde acil durumlar için destek sağlanıyor mu?
Uşak Can Psikoloji olarak düzenli randevu sistemiyle çalışan bir danışmanlık merkeziyiz ve acil psikolojik müdahale veya kriz yönetimi hizmeti sunmamaktayız. Psikolojik acil durumlar, ani ve yoğun tehlike içeren durumları ifade eder ve genellikle hastane temelli bir müdahale gerektirir.
Psikolojik Acil Durum Nedir?
Acil psikolojik durumlar şunları içerebilir:
- Kendine zarar verme veya intihar riski taşıyan durumlar
- Başkalarına yönelik ciddi fiziksel zarar verme riski
- Gerçekle bağlantının koptuğu psikotik ataklar (halüsinasyonlar, sanrılar)
- Kontrol edilemeyen panik ataklar veya aşırı ajitasyon
- Akut travmatik bir olayın hemen ardından yaşanan şiddetli şok ve tepkiler
Acil Durumlarda Ne Yapmalısınız?
Yukarıda belirtilen veya benzeri bir psikolojik acil durum yaşıyorsanız ya da bir yakınınızın bu durumda olduğunu düşünüyorsanız, lütfen derhal aşağıdaki adımları izleyiniz:
- Hemen 112 Acil Yardım Hattını Arayın: Sağlık ekipleri veya polis, acil müdahale için size yönlendirilecektir.
- En Yakın Hastanenin Acil Servisine Başvurun: Özellikle psikiyatri kliniği veya nöbetçi psikiyatristi bulunan bir hastanenin acil servisi, bu tür durumlarda ilk başvurulacak yerdir.
- Kriz Destek Hatlarını Arayın: Bazı şehirlerde veya ülke genelinde ruh sağlığı kriz destek hatları bulunmaktadır. (Türkiye'de genel bir merkezi kriz hattı bulunmamakla birlikte, bu tür durumlar için 112 en uygun kanaldır.)
- Güvendiğiniz Bir Yakınınızdan Yardım İsteyin: Eğer mümkünse, güvendiğiniz bir aile üyesinden veya arkadaşınızdan size eşlik etmesini ve destek olmasını isteyin.
Kliniğimizdeki psikologunuzla düzenli seanslar sırasında, olası kriz durumları için bir güvenlik planı oluşturulabilir. Ancak bu plan, akut bir acil durumu yönetmekten ziyade, önleyici tedbirleri ve krize eğilimli durumlarda ne yapılması gerektiğini içerir. Sağlığınız ve güvenliğiniz bizim için en önemlidir. Lütfen acil durumlarda doğru kanallara başvurmaktan çekinmeyin.
20. Terapi süreci bittikten sonra tekrar başvurabilir miyim?
Kesinlikle evet! Uşak Can Psikoloji olarak kapımız, terapi sürecini tamamlamış olan tüm danışanlarımıza her zaman açıktır. Terapi sürecini bitirmeniz, "bir daha asla psikolojik desteğe ihtiyacınız olmayacak" anlamına gelmez. Yaşam, sürekli değişim ve yeni zorluklarla dolu bir yolculuktur.
Aşağıdaki durumlarda daha önce terapi almış olsanız dahi tekrar başvurmanız oldukça doğaldır:
- Yeni Bir Zorluk veya Kriz: Hayatınızda yeni ve beklenmedik bir kriz (yas, iş kaybı, ilişki sorunları, sağlık sorunları vb.) yaşadığınızda ve bu durumla başa çıkmakta zorlandığınızda.
- Eski Belirtilerin Nüksetmesi: Daha önce çalıştığınız bir sorunun belirtileri (örneğin kaygı, depresyon) yeniden ortaya çıkarsa veya şiddetlenirse. Bu, bazen "relaps" olarak adlandırılır ve terapinin bir parçası olarak öğrenilen başa çıkma becerilerini yeniden gözden geçirmek için bir fırsat olabilir.
- Kişisel Gelişim İsteği: Belirgin bir sorun olmasa bile, kendinizi daha derinden keşfetmek, belirli bir alanda gelişmek veya yaşam kalitenizi daha da artırmak istediğinizde. Örneğin, liderlik becerilerinizi geliştirmek, daha iyi ebeveyn olmak veya bir hobiye derinlemesine odaklanmak gibi.
- "Tune-up" Seansları: Tıpkı bir arabanın bakıma ihtiyacı olduğu gibi, ruh sağlığınız için de zaman zaman "yenileme" veya "check-up" seansları almak isteyebilirsiniz. Bu, edindiğiniz becerileri tazelemek ve olası küçük sorunları büyümeden ele almak için harika bir yoldur.
- Farklı Bir Konu İçin Destek: İlk terapinizde ele alınmayan, o dönemde farkında olmadığınız veya öncelikli olmayan farklı bir konu için destek almak istediğinizde.
Tekrar başvurmanız durumunda, daha önceki süreciniz hakkında zaten bilgi sahibi olduğumuz için, adaptasyon süreci daha hızlı ve verimli ilerleyebilir. Psikologunuzla kaldığınız yerden devam edebilir veya ihtiyaçlarınız doğrultusunda farklı bir uzmandan destek almayı tercih edebilirsiniz.
Önemli olan, ruh sağlığınızın bir defalık bir süreç değil, yaşam boyu süren bir yolculuk olduğunu anlamaktır. İhtiyaç duyduğunuz her an, Uşak Can Psikoloji olarak yanınızda olmaktan mutluluk duyarız.
21. Psikolojik danışmanlık ve psikoterapi arasındaki fark nedir?
Psikolojik danışmanlık ve psikoterapi terimleri sıklıkla birbirinin yerine kullanılsa da, profesyonel anlamda bazı önemli farkları bulunmaktadır. Her iki hizmet de bireylerin ruh sağlığını ve iyilik halini desteklemeyi amaçlar ancak farklı derinlik ve odak noktalarına sahiptirler:
- Psikolojik Danışmanlık:
- Odak: Genellikle belirli, güncel ve daha yüzeysel sorunlara odaklanır. Örneğin, bir karar verme süreci, iletişim becerilerini geliştirme, bir yaşam geçişine uyum sağlama (yeni iş, taşınma, evlilik gibi), stres yönetimi veya bir sınav kaygısı gibi.
- Süre: Genellikle daha kısa sürelidir (birkaç seanstan birkaç aya kadar). Hedef odaklı ve çözüme yönelik çalışılır.
- Derinlik: Kişiliğin derinlemesine analizi veya geçmiş travmaların işlenmesi gibi konulara odaklanılmaz. Daha çok mevcut sorunların anlaşılması ve pratik çözüm yolları bulunması hedeflenir.
- Uygulayıcı: Psikologlar, psikolojik danışmanlar veya uzman psikologlar tarafından verilebilir.
- Psikoterapi:
- Odak: Daha derinlemesine psikolojik sorunları, kronikleşmiş zorlukları, kişilik yapılarını, geçmiş travmaları, bilinçdışı süreçleri ve köklü davranış/düşünce kalıplarını ele alır. Depresyon, anksiyete bozuklukları, travma sonrası stres bozukluğu, kişilik bozuklukları gibi daha kompleks durumlara odaklanır.
- Süre: Genellikle daha uzun sürelidir (birkaç aydan birkaç yıla kadar sürebilir). Süreç, danışanın köklü değişimler yapmasını ve kendini derinlemesine anlamasını hedefler.
- Derinlik: Danışanın geçmiş deneyimlerinin, ilişkilerinin ve bilinçdışı dinamiklerinin bugünkü sorunları nasıl etkilediğini anlamaya yönelik daha derin bir keşif sürecini içerir.
- Uygulayıcı: Belirli bir psikoterapi ekolünde (Bilişsel Davranışçı Terapi, Şema Terapi, Psikodinamik Terapi vb.) kapsamlı eğitim ve süpervizyon almış uzman psikologlar veya psikiyatristler tarafından uygulanır.
Uşak Can Psikoloji olarak hem psikolojik danışmanlık hem de psikoterapi hizmetleri sunmaktayız. İlk değerlendirme seansında, yaşadığınız sorunların niteliğine, derinliğine ve hedeflerinize göre size en uygun olan hizmet türü belirlenir. Bazı durumlarda danışmanlık olarak başlayan bir süreç, danışanın ihtiyaçları doğrultusunda psikoterapiye dönüşebilir veya tam tersi de mümkün olabilir. Önemli olan, sizin için en doğru ve etkili desteği sağlamaktır.
22. Terapi ne kadar etkilidir?
Psikoterapi, bilimsel araştırmalarla etkinliği kanıtlanmış bir tedavi yöntemidir. Sayısız çalışma, psikoterapinin çeşitli ruhsal bozuklukların tedavisinde ve kişisel gelişimde önemli faydalar sağladığını göstermektedir. Etkinliği, belirli terapi yaklaşımlarına (örneğin Bilişsel Davranışçı Terapi, EMDR) ve ele alınan sorunun türüne göre değişmekle birlikte, genel olarak terapinin bireyler üzerindeki olumlu etkileri şu şekilde özetlenebilir:
Terapinin Sağladığı Başlıca Faydalar ve Etkinlik Göstergeleri:
- Belirtilerde Azalma: Depresyon, anksiyete, panik ataklar, obsesif kompulsif belirtiler gibi ruhsal rahatsızlıkların semptomlarında belirgin bir azalma sağlar.
- Duygu Düzenleme Becerileri: Yoğun öfke, üzüntü veya kaygı gibi duyguları tanıma, anlama ve sağlıklı yollarla yönetme becerilerini geliştirir.
- İletişim ve İlişki Becerileri: Aile, arkadaş ve romantik ilişkilerdeki iletişim kalitesini artırır, daha sağlıklı ve doyumlu ilişkiler kurmaya yardımcı olur.
- Başa Çıkma Mekanizmaları: Stres, travma veya zorlayıcı yaşam olayları karşısında daha etkili ve yapıcı başa çıkma stratejileri geliştirmeyi öğretir.
- Özgüven ve Benlik Saygısı: Kişinin kendine olan inancını ve değerini artırır, sağlıklı bir benlik algısı oluşturmasına yardımcı olur.
- İçgörü ve Farkındalık: Kendi düşünce kalıplarını, inançlarını, davranışlarını ve duygusal tepkilerini daha iyi anlama, geçmiş deneyimlerin bugünü nasıl etkilediğine dair farkındalık kazanma.
- Kişisel Gelişim ve Potansiyelin Gerçekleşmesi: Bireyin güçlü yönlerini keşfetmesine, hedefler belirlemesine ve yaşamda daha tatmin edici bir yol çizmesine olanak tanır.
- Yaşam Kalitesinde Artış: Genel ruh hali, uyku düzeni, iştah, enerji seviyeleri ve günlük işlevsellikte iyileşmeler sağlayarak yaşam kalitesini artırır.
Terapinin Etkinliğini Etkileyen Faktörler:
Terapinin etkinliği, aşağıdaki faktörlere de bağlıdır:
- Danışanın Motivasyonu: Değişime istekli olmak ve terapiye aktif katılım sağlamak, başarının anahtarlarından biridir.
- Terapist-Danışan İlişkisi: Terapistle kurulan güvenli, destekleyici ve işbirlikçi bir ilişki (terapötik ittifak), terapinin başarısında önemli bir rol oynar.
- Terapi Yaklaşımının Uygunluğu: Danışanın sorununa ve kişiliğine en uygun terapi yaklaşımının seçilmesi.
- Seanslara Düzenli Katılım: Belirlenen sıklıkta seanslara düzenli olarak katılmak, sürekliliği sağlamak açısından önemlidir.
- Ev Ödevleri ve Uygulamalar: Seanslarda öğrenilenleri günlük hayatta uygulama ve verilen ev ödevlerini yapma.
Sonuç olarak, psikoterapi zorluklarla başa çıkmak, kişisel gelişim sağlamak ve daha sağlıklı bir yaşam sürmek için son derece etkili bir yöntemdir. Ancak sihirli bir değnek değildir; aktif katılımınız ve sabrınızla en iyi sonuçları elde edersiniz.
23. İlk seansa gelirken ne gibi belgeler getirmeliyim?
Uşak Can Psikoloji'deki ilk seansınıza gelirken, genellikle özel bir belge getirmeniz gerekmemektedir. Süreç, genellikle sözlü bilgi alışverişi ve tanışma şeklinde ilerler.
Ancak, bazı özel durumlarda aşağıdaki belgeler veya bilgiler faydalı olabilir, ancak zorunlu değildir:
- Önceki Teşhis veya Tedavi Notları: Eğer daha önce bir psikiyatristten teşhis aldıysanız, ilaç tedavisi gördüyseniz veya başka bir psikologla terapi deneyiminiz olduysa, bu süreçlere dair rapor veya notlarınız varsa yanınızda getirebilirsiniz. Bu bilgiler, yeni psikologunuzun durumunuzu daha hızlı anlamasına yardımcı olabilir.
- Tıbbi Geçmiş Özetleri: Eğer kronik bir hastalığınız varsa, düzenli kullandığınız ilaçlar varsa veya psikolojik durumunuzu etkileyebilecek fiziksel bir sağlık probleminiz varsa, buna dair kısa bir özet veya ilgili doktor raporlarını yanınızda bulundurabilirsiniz.
- Çocuk/Ergen Danışanlar İçin: Çocuk veya ergen danışanlar için, okul rehberlik servisinden alınan bir rapor, öğretmen notları, daha önceki psikometrik değerlendirme sonuçları (zeka testi, dikkat testi vb.) faydalı olabilir. Ancak, ilk görüşmede (genellikle ebeveynlerle) bu bilgilere dair sözlü olarak da bilgi verebilirsiniz.
- Kimlik Belgesi: Randevu kayıtlarınızın doğru yapılabilmesi ve kimlik doğrulaması için kimlik belgenizin (Nüfus Cüzdanı, Ehliyet vb.) yanınızda bulunması yeterli olacaktır.
İlk seansın ana amacı, sizin kendinizi tanıtmanız, yaşadığınız sorunları anlatmanız ve psikologunuzla bir bağ kurmanızdır. Tüm gerekli bilgiler, sohbet sırasında ve psikologunuzun yönlendirmesiyle edinilecektir.
Eğer herhangi bir belgenin gerekli olup olmadığı konusunda özel bir endişeniz varsa, randevu alırken veya randevunuzdan önce kliniğimizle iletişime geçerek bilgi alabilirsiniz.
24. Yakınımı terapiye teşvik etmek için ne yapmalıyım?
Sevdiğiniz birinin zor zamanlar geçirdiğini görmek ve ona yardım etmek istemeniz çok doğal ve değerli bir davranıştır. Ancak, birini terapiye ikna etme süreci hassas ve dikkat gerektiren bir konudur. Zorlamak veya yargılamak yerine, destekleyici ve anlayışlı bir yaklaşım benimsemek önemlidir. İşte bir yakınınızı terapiye teşvik ederken yapabilecekleriniz:
- Dinleyici Olun: Öncelikle, onu yargılamadan, öğüt vermeden veya eleştirmeden dinleyin. Duygularını ifade etmesine ve kendini anlaşılmış hissetmesine olanak tanıyın. Empati göstermek, bağlantı kurmanın ilk adımıdır.
- Endişenizi İfade Edin (Sevgiyle): "Son zamanlarda seni çok yorgun/üzgün/endişeli görüyorum ve bu beni endişelendiriyor. Yanındayım" gibi cümlelerle, duyduğunuz kaygıyı ve desteğinizi ifade edin. "Senin için endişeleniyorum" demek, "Sen sorunlusun" demekten çok daha etkilidir.
- Terapi Hakkında Bilgi Verin: Terapi hakkında doğru bilgiler edinerek, yakınınızın kafasındaki yanlış algıları yıkmasına yardımcı olabilirsiniz. Terapinin bir zayıflık değil, bir güç işareti olduğunu, gizliliğin esas olduğunu, sadece "çok ciddi" sorunlar için olmadığını anlatabilirsiniz. Kendi terapi deneyiminiz varsa (eğer uygunsa) paylaşabilirsiniz.
- Seçimi Ona Bırakın: Kararı kesinlikle ona bırakın. "Bence terapiye gitmelisin" demek yerine, "Bir uzmandan destek almayı hiç düşündün mü? Belki sana iyi gelebilecek bir yol olabilir" gibi açık uçlu ve davetkar ifadeler kullanın. Unutmayın, değişim kişinin kendi isteğiyle başlar.
- Pratik Destek Sunun: Eğer terapiye gitmeye karar verirse, ona pratik destek sunabilirsiniz. Örneğin, ilk randevuyu ayarlamasına yardım etmeyi, kliniğe ulaşım konusunda eşlik etmeyi veya seans ücreti konusunda destek olmayı teklif edebilirsiniz (eğer maddi durumunuz buna elverişliyse).
- Sabırlı Olun: Değişim bir anda gerçekleşmez ve birini ikna etmek zaman alabilir. Reddetse bile, kapıyı açık bırakın ve zaman zaman bu konuyu tekrar, nazikçe gündeme getirin.
- Kendinize de Dikkat Edin: Yakınınızın sorunlarıyla ilgilenirken kendi ruh sağlığınızı ihmal etmeyin. Bazen bir uzmandan destek almayı düşünen kişi siz olabilirsiniz.
Unutulmamalıdır ki, birini zorla terapiye götürmek genellikle işe yaramaz ve terapi sürecine olan inancını zedeleyebilir. En etkili yol, şefkatli bir dinleyici olmak, doğru bilgiler sunmak ve seçimi ona bırakmaktır.
25. Terapi dışında kaynaklar veya "ev ödevleri" veriliyor mu?
Evet, Uşak Can Psikoloji'deki psikologlarımız, terapi sürecinin etkinliğini artırmak ve seanslarda konuşulanları günlük hayata entegre etmenizi sağlamak amacıyla terapi dışında kaynaklar veya "ev ödevleri" önerebilirler. Bu uygulamalar, terapinin yalnızca seans odasında sınırlı kalmamasını, yaşamınızın bir parçası haline gelmesini hedefler.
Bu "ev ödevleri" veya öneriler genellikle şunları içerebilir:
- Düşünce Günlüğü Tutma: Belirli olaylar karşısında hissettiğiniz duygu ve düşüncelerinizi, bunların yoğunluğunu ve tetikleyicilerini yazmanız istenebilir. Bu, bilişsel davranışçı terapi gibi yaklaşımlarda olumsuz düşünce kalıplarını fark etmek için çok etkilidir.
- Davranışsal Deneyler: Öğrenilen yeni davranışları veya başa çıkma stratejilerini gerçek hayatta denemeniz teşvik edilebilir. Örneğin, sosyal anksiyetesi olan birine küçük bir sosyal etkileşimi denemesi önerilebilir.
- Duygu Haritalama: Belirli duyguların bedensel tepkilerini veya hangi durumlarla ilişkili olduğunu gözlemlemeniz istenebilir.
- Gevşeme ve Farkındalık Egzersizleri: Stres veya kaygı yönetimi için nefes egzersizleri, meditasyon, mindfulness (bilinçli farkındalık) uygulamaları gibi teknikler önerilebilir. Bunları düzenli olarak pratik yapmanız beklenir.
- Okuma Önerileri: Konunuza veya ilgi alanlarınıza yönelik, ruh sağlığı alanında yazılmış kitaplar, makaleler veya güvenilir web siteleri gibi kaynaklar tavsiye edilebilir. Bu, kendi başınıza bilgi edinmenizi ve içgörü geliştirmenizi destekler.
- Davranışsal Aktivasyon: Depresyon durumlarında, enerjiyi artırmak ve motivasyonu yükseltmek için hoşunuza giden aktivitelere (yürüyüş, hobi vb.) düzenli olarak katılmanız teşvik edilebilir.
- İletişim Pratiği: İlişki sorunları üzerinde çalışılıyorsa, seanslarda öğrenilen iletişim tekniklerini (örneğin "ben dili" kullanma) evde partnerinizle veya aile üyelerinizle denemeniz istenebilir.
Bu tür uygulamalar, seanslar arasında kendi üzerinizde çalışmaya devam etmenizi, öğrenilenleri pekiştirmenizi ve terapiden maksimum fayda sağlamanızı amaçlar. Bu "ödevler" yargılamak için değil, gelişiminizi desteklemek için verilir. Eğer bir ödevi yaparken zorlanırsanız veya aklınıza takılan sorular olursa, bir sonraki seansta psikologunuzla bunu mutlaka konuşmalısınız. Terapi süreci, sizin aktif katılımınızla birlikte en verimli şekilde ilerler.
26. Terapi sürecinde bir anda kendimi daha kötü hissedersem normal mi?
Evet, terapi sürecinde bir dönem kendinizi daha kötü hissetmeniz veya duygusal olarak zorlanmanız oldukça normaldir. Bu durum, genellikle "terapötik kriz" veya "iyileşme krizi" olarak adlandırılır ve sürecin bir parçası olabilir. Terapi, geçmişten gelen acı verici deneyimlerle yüzleşmeyi, bastırılmış duyguları açığa çıkarmayı ve derinlerde yatan sorunları işlemeyi gerektirebilir. Bu süreçte yaşayabileceğiniz durumlar şunlardır:
- Duygusal Yoğunluk: Uzun süre bastırdığınız veya kaçındığınız duygular (üzüntü, öfke, korku, utanç gibi) yüzeye çıkabilir ve bu da kendinizi geçici olarak daha yoğun veya rahatsız hissetmenize neden olabilir.
- Farkındalığın Artması: Terapide kazandığınız içgörüler, bazı durumların veya ilişkilerin düşündüğünüzden daha karmaşık veya sorunlu olduğunu fark etmenize yol açabilir. Bu farkındalık başlangıçta rahatsız edici olabilir.
- Eski Yaraların Açılması: Özellikle travma odaklı çalışmalarda, geçmiş travmatik olayların yeniden deneyimlenmesi (güvenli bir ortamda da olsa) geçici olarak rahatsızlık verebilir.
- Değişime Direnç: Değişim her zaman kolay değildir. Alışkanlıkları veya düşünce kalıplarını kırmak, bir miktar direnç ve rahatsızlık yaratabilir.
- Beklentiler ve Hayal Kırıklığı: Bazen terapiye dair gerçekçi olmayan beklentilerle gelinir ve hızlı sonuç alınmadığında hayal kırıklığı yaşanabilir.
- Sosyal Çevreyle Uyumsuzluk: Siz değiştikçe, çevrenizdeki insanların bu değişime uyum sağlamakta zorlandığını fark edebilirsiniz, bu da ilişkilerde geçici gerilimlere yol açabilir.
Bu gibi durumlarda yapmanız gereken en önemli şey:
Bu durumu psikologunuzla açıkça paylaşmaktır. "Kendimi daha kötü hissediyorum", "Geçen seans konuştuklarımız beni çok etkiledi" veya "Bu hafta çok zorlandım" gibi ifadelerle duygularınızı ifade edin. Psikologunuz, bu durumu anlamanıza, duygularınızı işlemenize yardımcı olacak ve süreci sizin için daha yönetilebilir hale getirmek adına stratejiler geliştirecektir. Bazen seansların sıklığı değişebilir veya farklı teknikler denenebilir.
Unutmayın ki bu hisler, genellikle iyileşme sürecinin ve derinlemesine çalışmanın bir göstergesidir. Tıpkı bir yaranın iyileşmeden önce temizlenmesi ve acı vermesi gibi, ruhsal iyileşme de bazen geçici bir rahatsızlıkla birlikte gelir. Bu süreçte yalnız değilsiniz ve psikologunuz bu yolda size rehberlik etmek için oradadır.
27. Randevulara geç kalırsam ne olur?
Uşak Can Psikoloji olarak randevularınıza zamanında gelmeniz, hem sizin terapi sürecinizden maksimum verim almanızı sağlamak hem de sonraki danışanlarımızın seanslarının aksamaması adına büyük önem taşımaktadır.
Randevulara geç kalmanız durumunda genellikle şu ilkeler uygulanır:
- Seans Süresinin Kısalması: Geç kaldığınızda, seans süresi genellikle uzatılmaz ve belirlenen seans bitiş saatinde sona erer. Yani, geç kaldığınız süre, seans sürenizden düşülür. Örneğin, 50 dakikalık bir seansa 10 dakika geç kaldığınızda, seansınız 40 dakika sürecektir. Bu, sonraki randevuların aksamasını önlemek içindir.
- Ücretlendirme: Geç kalınan seanslar için tam seans ücreti tahsil edilir. Seansın süresi kısalmış olsa bile, randevu sizin için ayrılmış olduğu için ücret tam olarak alınır.
- İletişim: Geç kalacağınızı fark ettiğiniz anda, lütfen kliniğimizle iletişime geçerek durumu bildiriniz. Bu, hem psikologunuzun hazırlık yapmasına yardımcı olur hem de olası bir yanlış anlaşmayı engeller.
- Tekrarlayan Durumlar: Geç kalma veya randevuya gelmeme durumları tekrarladığında, psikologunuz bu konuyu sizinle konuşarak terapinin devamlılığı üzerindeki etkilerini değerlendirebilir. Süreçten yeterli verimi alamadığınız düşünülebilir.
Randevunuza gelmeden önce trafik durumunu, otopark imkanlarını veya toplu taşıma saatlerini göz önünde bulundurarak yeterli zaman ayırmanız, olası gecikmelerin önüne geçmenizi sağlayacaktır. Zamanında başlamayan seanslar, hem sizin sürecinizin verimliliğini düşürebilir hem de takip eden danışanların beklemesine neden olabilir. Anlayışınız için teşekkür ederiz.
28. Uşak dışında yaşıyorum, yine de hizmet alabilir miyim?
Evet, Uşak Can Psikoloji olarak Uşak dışında yaşayan danışanlarımıza da online terapi hizmeti aracılığıyla destek sunmaktayız. Modern teknolojinin sağladığı imkanlarla, nerede olursanız olun, uzman psikologlarımızla bağlantı kurabilir ve psikolojik destek alabilirsiniz.
Online Terapinin Avantajları ve Süreç:
Daha önceki bir soruda detaylandırdığımız gibi (Soru 15), online terapi size coğrafi sınırlamalardan bağımsız olarak destek alma imkanı sunar. Bu sayede:
- Şehir dışında (örneğin Ankara, İzmir, İstanbul gibi büyük şehirlerde veya diğer illerde) yaşıyor olsanız bile, Uşak Can Psikoloji'nin uzman kadrosundan destek alabilirsiniz.
- Yurt dışında yaşayan Türk vatandaşları da kendi ana dillerinde ve kültürel bağlamda destek alabilirler.
- Ulaşım zorlukları, iş temposu, seyahat kısıtlamaları gibi nedenlerle kliniğe gelemeyenler için ideal bir çözümdür.
Online Terapi İçin Nasıl Randevu Alabilirsiniz?
Online terapi için randevu almak, yüz yüze terapi için randevu almak kadar kolaydır. Web sitemizdeki iletişim formunu doldurarak, telefon veya WhatsApp aracılığıyla bize ulaşarak online terapi talebinizi iletebilirsiniz. Talebiniz üzerine, size uygun olan psikologumuzla bir ön görüşme ayarlanabilir ve süreç hakkında detaylı bilgi verilebilir.
Amacımız, fiziksel mesafe ne olursa olsun, ihtiyaç duyan herkesin kaliteli psikolojik desteğe erişebilmesini sağlamaktır.
29. Kliniğinizin ekibi kimlerden oluşuyor?
Uşak Can Psikoloji olarak, danışanlarımıza kapsamlı ve kaliteli hizmet sunmak amacıyla alanında uzman, deneyimli ve etik değerlere bağlı bir ekiple çalışmaktayız. Ekibimiz, farklı uzmanlık alanlarına sahip klinik psikologlardan oluşmaktadır. Her bir uzmanımız, lisans eğitimini tamamlamış, ilgili alanlarda yüksek lisans veya doktora derecelerine sahip, uluslararası geçerliliği olan terapi yaklaşımları konusunda eğitimler almış ve süpervizyon süreçlerinden geçmiş profesyonellerdir.
Ekibimizde yer alan uzmanlarımızın genel özellikleri ve çalışma prensipleri şunlardır:
- Uzman Klinik Psikologlar: Her psikologumuz, üniversitelerin psikoloji bölümünden mezun olduktan sonra, klinik psikoloji alanında yüksek lisans yaparak uzmanlık unvanını almıştır. Bu eğitim, ruh sağlığı bozukluklarının tanı, değerlendirme ve tedavi süreçlerinde derinleşim bilgi ve beceriler edinmelerini sağlar.
- Farklı Terapi Ekollerinde Yetkinlik: Ekibimizdeki psikologlar, Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), Şema Terapi, EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme), Çözüm Odaklı Kısa Süreli Terapi, Oyun Terapisi, Aile ve Çift Danışmanlığı gibi farklı ve kanıta dayalı terapi yaklaşımlarında yetkinlik sahibidirler. Bu çeşitlilik, danışanlarımızın bireysel ihtiyaçlarına en uygun terapi yöntemini seçme esnekliği sunar.
- Sürekli Mesleki Gelişim: Uzmanlarımız, mesleki bilgilerini güncel tutmak ve en yeni terapi tekniklerini öğrenmek adına düzenli olarak eğitimlere, seminerlere ve atölye çalışmalarına katılırlar. Ayrıca, etik ilkelere bağlı kalarak düzenli süpervizyon alırlar.
- Etik Değerlere Bağlılık: Türk Psikologlar Derneği (TPD) Etik Yönetmeliği başta olmak üzere, psikologluk mesleğinin tüm etik kurallarına titizlikle uyarlar. Gizlilik, mahremiyet, saygı ve dürüstlük, danışan ilişkilerimizin temelini oluşturur.
- Empatik ve Destekleyici Yaklaşım: Her danışanımıza bireysel ve şefkatli bir yaklaşımla, güvenli ve yargılayıcı olmayan bir ortam sunmayı hedefleriz.
Kliniğimizin web sitesindeki "Ekibimiz" bölümünü ziyaret ederek, her bir psikologumuzun özgeçmişi, uzmanlık alanları ve çalışma yaklaşımları hakkında daha detaylı bilgi edinebilirsiniz. Size en uygun uzmana ulaşmanız için ilk iletişimde veya randevu sürecinde size rehberlik etmekten memnuniyet duyarız. Güvenilir ve yetkin bir ekiple, ruhsal iyilik yolculuğunuzda yanınızdayız.
30. Seanslarımı ne sıklıkla yapmalıyım?
Seansların sıklığı, terapi sürecinin etkinliği ve danışanın ihtiyaçları açısından önemli bir faktördür. Seans sıklığı, kişiden kişiye ve ele alınan konunun niteliğine göre değişiklik gösterebilmekle birlikte, genellikle haftada bir seans ile başlanır.
Haftada Bir Seans Neden Önemlidir?
- Süreklilik ve Momentum: Haftalık seanslar, terapi sürecinde bir momentum ve süreklilik sağlamak için idealdir. Haftalık görüşmeler, danışanın seanslar arasında yaşadığı deneyimleri, düşünceleri ve duygusal değişimleri taze bir şekilde getirmesine olanak tanır.
- İşbirliği ve Pekiştirme: Yeni öğrenilen başa çıkma becerilerini veya içgörüleri günlük hayata entegre etmek için yeterli zaman tanırken, aynı zamanda bir sonraki seansa kadar psikologla olan bağı korumaya yardımcı olur.
- Gelişimin Takibi: Psikolog, danışanın haftalık ilerlemesini, karşılaştığı zorlukları ve terapide ele alınması gereken yeni konuları daha yakından takip edebilir.
Sıklığın Değişebileceği Durumlar:
Terapi sürecinin ilerleyişine, danışanın durumuna ve terapi hedeflerine bağlı olarak seans sıklığı şu şekilde ayarlanabilir:
- Daha Sık Seanslar (Haftada İki veya Daha Fazla): Çok yoğun kriz durumlarında, akut travma sonrası veya sürecin başında daha hızlı ilerleme kaydedilmesi gereken durumlarda, psikologunuz haftada birden daha sık seans önerebilir. Bu, yoğun destek sağlamak ve belirtileri daha hızlı stabilize etmek için faydalı olabilir.
- Daha Seyrek Seanslar (İki Haftada Bir veya Ayda Bir): Terapi sürecinde önemli ilerleme kaydedildikten sonra, danışan başa çıkma becerilerini geliştirdiğinde veya terapi sonlandırma sürecine yaklaşırken, seans sıklığı iki haftada bir veya ayda bire düşürülebilir. Bu "seyreltme" süreci, danışanın kendi ayakları üzerinde durmaya başlamasına ve terapi desteğini kademeli olarak azaltmasına yardımcı olur.
Seans sıklığına dair karar, ilk değerlendirme seanslarında sizinle birlikte psikologunuz tarafından verilir. Süreç içerisinde bu sıklık, ihtiyaçlarınıza göre esnek bir şekilde yeniden ayarlanabilir. Önemli olan, terapinin sizin için en verimli olacak şekilde planlanmasıdır.
31. Terapi sürecinde değişim ne kadar sürede fark edilir?
Terapi sürecinde değişimin ne kadar sürede fark edileceği, kişiden kişiye, ele alınan sorunun niteliğine, terapinin türüne ve danışanın aktif katılımına göre büyük ölçüde değişir. Bu konuda kesin bir zaman çizelgesi vermek mümkün değildir, ancak genel bir çerçeve sunabiliriz:
Erken Dönemdeki Değişimler (İlk Birkaç Hafta/Ay):
- Hafifleme ve Rahatlama: Pek çok danışan, ilk birkaç seanstan sonra bile, sorunlarını bir uzmanla paylaşmış olmanın ve anlaşılmış hissetmenin getirdiği bir rahatlama veya hafifleme yaşar. Bu, başlangıçtaki gerilimi azaltabilir.
- Farkındalık Artışı: Daha ilk seanslarda bile, psikologunuzun sorduğu sorular veya yaptığı yorumlar sayesinde kendi düşünce kalıplarınız, duygusal tepkileriniz veya davranışlarınız hakkında yeni içgörüler kazanmaya başlayabilirsiniz.
- Umut ve Motivasyon: Terapiye başlamak ve bir yol haritası belirlemek, danışanlara umut ve değişim için motivasyon sağlayabilir. Bu da kendilerini daha iyi hissetmelerine katkıda bulunur.
- Hafif Belirtilerde Azalma: Özellikle stres veya anksiyeteye bağlı hafif belirtilerde (uyku düzeni, gerginlik gibi) nispeten hızlı iyileşmeler görülebilir.
Orta ve Uzun Dönemdeki Değişimler (Birkaç Ay ve Sonrası):
- Belirtilerde Gözle Görülür Azalma: Depresyon, panik ataklar, fobiler gibi daha belirgin ruhsal bozuklukların semptomlarında zamanla anlamlı ve kalıcı azalmalar görülür.
- Başa Çıkma Becerilerinin Gelişimi: Zorlayıcı durumlar karşısında daha etkili başa çıkma stratejileri geliştirdiğinizi ve bunları otomatik olarak uyguladığınızı fark edersiniz.
- İlişkilerde İyileşme: İletişim becerilerinizin gelişmesiyle birlikte ilişkilerinizde (aile, arkadaş, partner) olumlu değişimler ve daha sağlıklı dinamikler gözlemlenir.
- Davranış ve Düşünce Kalıplarının Değişimi: Uzun süredir devam eden işlevsiz davranış ve düşünce kalıplarınızın yavaş yavaş değiştiğini, daha yapıcı yaklaşımlar benimsediğinizi fark edersiniz.
- Özgüven ve Benlik Saygısı Artışı: Kendinize olan inancınızın ve değer algınızın yükseldiğini hissedersiniz.
- Yaşam Kalitesinde Artış: Genel yaşam doyumu, mutluluk ve anlam arayışında belirgin bir iyileşme hissedilir.
Unutulmamalıdır ki terapi bir "sihirli değnek" değildir. Değişim, emek, sabır ve aktif katılım gerektiren bir süreçtir. Bazen ilerleme doğrusal olmayabilir, inişler ve çıkışlar yaşanabilir. Bu tür dönemler normaldir ve psikologunuzla açıkça konuşulmalıdır. Önemli olan, tutarlı bir şekilde sürece devam etmek ve kazanılan becerileri günlük hayatta uygulamaya çalışmaktır.
32. Psikolojik destek almak için "yeterince kötü" olmalı mıyım?
Kesinlikle hayır! Psikolojik destek almak için "yeterince kötü" olmanızı beklemenize gerek yoktur. Bu, ruh sağlığı hizmetlerine dair en yaygın ve yanıltıcı mitlerden biridir. Birçok kişi, sadece çok ciddi ruhsal rahatsızlıklar yaşayanların psikoloğa gitmesi gerektiğini düşünür, ancak bu doğru değildir.
Psikolojik destek, tıpkı fiziksel sağlığımız gibi, koruyucu ve geliştirici bir yaklaşım olarak da düşünülebilir. İşte psikolojik destek almak için "yeterince kötü" olmanıza gerek olmadığını gösteren bazı durumlar:
- Önleyici Yaklaşım: Henüz büyük bir kriz veya belirgin bir ruhsal rahatsızlık yaşamazken bile, stres yönetimi becerilerini geliştirmek, iletişim sorunlarına proaktif çözümler bulmak veya yaşam değişikliklerine (evlilik, ebeveynlik, iş değişikliği) daha sağlıklı uyum sağlamak için terapiye başvurulabilir.
- Kişisel Gelişim ve Kendini Keşfetme: Kendinizi daha iyi tanımak, potansiyelinizi keşfetmek, güçlü yönlerinizi ortaya çıkarmak, yaşam amacınızı bulmak veya daha doyumlu bir hayat sürmek için terapiye gidebilirsiniz. Bu tamamen kişisel bir büyüme yolculuğudur.
- Hafif Belirtiler ve Erken Müdahale: Eğer hafif düzeyde kaygı, sürekli yorgunluk, uyku düzensizliği, motivasyon kaybı gibi belirtiler yaşamaya başladıysanız, bu belirtilerin daha ciddi sorunlara dönüşmeden önce profesyonel destek almak, durumun kötüleşmesini önleyebilir. Erken müdahale, genellikle daha kısa ve etkili bir süreç sağlar.
- İlişki İyileştirmesi: Partnerinizle, ailenizle veya arkadaşlarınızla olan ilişkilerinizde küçük çaplı sürtüşmeler veya iletişim kopuklukları yaşıyorsanız, bu durumlar büyümeden çift veya aile danışmanlığı alarak daha sağlıklı bağlar kurabilirsiniz.
- Yaşam Geçişleri ve Uyum: Kariyer değişikliği, evden ayrılma, emeklilik, taşınma gibi önemli yaşam geçişlerinde duygu ve düşüncelerinizi anlamlandırmak ve bu durumlara daha kolay adapte olmak için psikolojik destek alabilirsiniz.
Psikoloji, sadece hastalıklarla ilgilenmez; aynı zamanda bireyin iyilik halini artırmak, güçlü yönlerini pekiştirmek ve yaşam kalitesini yükseltmek için de çalışır. Unutmayın ki, tıpkı düzenli doktor kontrolleri gibi, ruhsal sağlığınız için de düzenli "check-up"lar yapmak veya kendinizi rahatsız hissettiğiniz anlarda yardım almak en sağlıklı yaklaşımdır. Kendinizi daha iyi hissetmek ve daha iyi bir yaşam inşa etmek için "yeterince kötü" olmanızı beklemeyin.
33. Kliniğinizde stajyer veya öğrenci psikologlar görev alıyor mu?
Uşak Can Psikoloji olarak, danışanlarımıza en yüksek kalitede ve etik standartlara uygun hizmet sunmayı ilke edinmiş bulunmaktayız. Bu nedenle, kliniğimizde danışanlarımızla birebir seans yürüten tüm psikologlarımız, üniversitelerin ilgili bölümlerinden mezun olmuş, yüksek lisans veya doktora derecelerini tamamlamış, alanında uzmanlaşmış ve mesleki yeterliliklerini kanıtlamış deneyimli profesyonellerdir.
Kliniğimizde "stajyer psikolog" veya "öğrenci psikolog" statüsünde danışanlarla doğrudan bireysel seans yürüten personel bulunmamaktadır.
Ancak, akademik ve mesleki gelişime verdiğimiz önem doğrultusunda, bazı durumlarda ve belirlenen etik sınırlar çerçevesinde şu tür faaliyetler yürütülebilir:
- Gözlem ve Süpervizyon: Bazı ileri düzey yüksek lisans veya doktora öğrencileri, klinik psikoloji eğitimlerinin bir parçası olarak, uzman psikologlarımızın danışanlarıyla yaptıkları seansları (danışanın açık izni ve onayıyla) kapalı devre sistemler aracılığıyla veya tek yönlü cam arkasından gözlemleyebilirler. Bu gözlemler, sadece eğitim amaçlı olup, mutlak gizlilik prensibiyle ve süpervizörün denetiminde gerçekleştirilir. Danışanların kimlikleri ve kişisel bilgileri kesinlikle paylaşılmaz.
- Klinik Eğitimleri: Kliniğimiz, bazen psikoloji öğrencileri veya mezunlarına yönelik teorik eğitimler veya atölye çalışmaları düzenleyebilir. Ancak bu eğitimler, doğrudan danışan seanslarını içermez.
- Akademik İşbirliği: Üniversitelerle akademik araştırmalar veya proje bazlı işbirlikleri yapılabilir. Bu gibi durumlarda da danışan gizliliği ve kişisel verilerin korunması kanunlarına tam uyum sağlanır.
Sizinle doğrudan çalışan her psikologumuz, alanında uzman ve deneyimli bir profesyoneldir. Psikolog seçimi konusunda herhangi bir sorunuz olursa veya ekibimiz hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz, lütfen bizimle iletişime geçmekten çekinmeyin. Güvenli ve yetkin bir hizmet sunmak önceliğimizdir.
34. Hangi ödeme yöntemlerini kabul ediyorsunuz?
Uşak Can Psikoloji olarak danışanlarımıza ödeme konusunda kolaylık sağlamayı hedeflemekteyiz. Seans ücretlerinizi ödemek için aşağıdaki yöntemleri kullanabilirsiniz:
- Nakit Ödeme: Kliniğimizde, seans sonrası doğrudan nakit olarak ödeme yapabilirsiniz.
- Banka Havalesi/EFT: Seans ücretinizi, kliniğimizin banka hesabına havale veya EFT yoluyla da gönderebilirsiniz. Randevu alırken veya seans öncesinde banka hesap bilgilerimiz size iletilecektir. Ödemenizin teyidi için dekontu göndermeniz rica olunur.
- Online Ödeme (Online Terapi İçin): Online terapi alan danışanlarımız için, seans öncesinde veya sonrasında online ödeme sistemleri (örneğin güvenli ödeme linki veya banka kartı ile ödeme) aracılığıyla ödeme yapabilirsiniz. Bu yöntem, online seanslar için hızlı ve pratik bir çözüm sunar.
- Kredi Kartı İle Ödeme: Kliniğimizde, kredi kartı ile ödeme seçeneği de bulunmaktadır. Kredi kartınızı seans sonunda kullanarak ödemenizi gerçekleştirebilirsiniz.
- Mobil Ödeme Uygulamaları: Bazı mobil ödeme uygulamaları (örneğin Papara, PayPal, ininal gibi) üzerinden de ödeme kabul edilebilir. Bu yöntemle ilgili detayları randevu sırasında öğrenebilirsiniz.
Ödeme yöntemleri hakkında herhangi bir sorunuz veya özel bir talebiniz varsa, lütfen randevu alırken veya seans öncesinde bizimle iletişime geçmekten çekinmeyin. Amacımız, seans sürecinizi en sorunsuz ve rahat şekilde geçirmenizi sağlamaktır.